Birkaç gün önce akşama doğru uyuyakaldım ve gece yarısına kadar uyudum. Sonra kendime geldim ve yaklaşık bir saat kadar uyanık kaldım, ancak tamamen dönüşmüş bir durumdaydım. Sanki ekstazi etkisindeymiş gibiydim. Adeta uzayda yüzüyormuş, Evren Ana’nın rahminde güvendeymiş, muazzam bir boşlukta ama en yüksek mutluluk hissiyle dolmuş gibiydim. Tarif edilemeyecek kadar muhteşemdi. Etrafımdaki her şey büyüleyici ve deneyimin tamamı olağanüstüydü.
Tarih bize bazı toplum, halk ya da ulusların kendi ihmalkarlıkları ya da katılıklarından dolayı zayıflıklarını kabul etmediklerinde büyümelerini geciktirdiğini hatırlatır. Aşağılanmaktan korkan ya da aşağılık kompleksinden acı çeken topluluklar, zayıflıklarını saklayarak ya da bunlar aslında şahane özelliklermiş gibi davranarak zayıflıklarını meşrulaştırmaya çalışırlar.
Bir çiçeğin sunduğu güzellik ve görkem! Naifler bunu hafife alır ve o narin yaprakların renklerinin derinliğini algılayabilecek kadar hassas değillerdir.
Çiçek, kısa bir süreliğine açar ve ardından taç yaprakları herhangi bir hayranlık ya da sevgi dokunuşu görmeden toza dönüşüverir. Bilir misiniz, sevgisizlikten ağlarlar. Bu yüzden çekingendirler ve sessiz, yalnız gecelerde fark ettirmeden çiçeklerini dökerler.
Meditasyon farkındalığı geliştirir, ancak bu farkındalığın dışa dönük olacağı anlamına gelmez. Zihnin doğal eğilimi dünyadaki nesnelere yönelmek olabilir. Bu da bir nevi farkındalık olarak düşünülebilir, ancak bu tarz bir farkındalık boşa harcanan ve inceliksiz bir farkındalıktır.