Modern dünyada, meditasyon kelimesi geniş ve yanlış anlamlarda kullanılır hale geldi. Bu sebeple, meditasyonun nasıl pratik edileceği hakkında çok fazla kafa karışıklığı mevcut. Bazı insanlar meditasyon kelimesini düşünmek veya bir şey üzerine tefekkür etmek anlamında kullanırken, bazıları da hayal kurmayı işaret etmek için kullanıyor. Ancak meditasyon (dhyana) bunlardan hiçbiri değildir.
Meditasyon Nedir?
Meditasyon, zihni dinlendirmek ve normal uyanıklık durumundan tamamen farklı bir bilinçlilik haline getirmek için kusursuz bir tekniktir. Varlığımızın tüm katmanlarını kavramanın ve nihayet içimizdeki bilinç merkezini deneyimlenin yoludur. Meditasyon herhangi bir dinin parçası değildir; sürecin adımlarının sıra sıra izlendiği, belirli prensipleri ve doğrulanabilecek sonuçları olan bir bilimdir.
Meditasyonda zihin açık, rahat ve içe odaklıdır. Meditasyondayken tamamen uyanık ve tetikte olursunuz, ancak zihniniz dış dünyaya veya etrafınızda olup bitene odaklanmaz. Meditasyon, zihnin dinginliği için sessiz ve odaklı, içsel bir hal gerektirir. Zihin sustuğunda ve dikkatinizi artık dağıtmadığında meditasyon derinleşir.
İçe Dönmek
Çocukluğumuzdan beri sadece dış dünyamızdaki şeyleri incelemek ve tasdiklemek için eğitildik. Hiç kimse bize içe bakmayı, içimizdekini bulmayı ve tasdik etmeyi öğretmedi. Bu yüzden, başkalarını tanımaya çalışırken kendimize yabancı kalırız. Kendimizi anlamamızdaki bu eksiklik, ilişkilerimizin bir türlü yürümemesinin ve bu denli kafa karışıklıkları ile hayal kırıklıkları yaşamamızın ana nedenidir.
Zihnin çok az bir kısmı, formal eğitim sistemi tarafından işlenir. Zihnin uyuyan ve rüya gören kısmı – tüm deneyimlerimizin deposu olan bilinçdışının uçsuz bucaksız alanı – keşfedilmemiş ve disipline edilmemiş olarak kalır, dolayısıyla üzerinde kontrol sahibi olamayız. Bedenin tamamı zihinde olduğu doğrudur, ancak zihnin tamamı bedende değildir. Meditasyon pratiği dışında, zihnin bütünlüğü üzerinde gerçekten kontrol geliştirmenin hiçbir yöntemi yoktur.
Meditasyonun amacı zihnin ötesine geçmek, barış, mutluluk ve neşeden oluşan esas doğamızı deneyimlemektir. Ancak meditasyon pratiğini deneyimleyen herkesin bildiği gibi, bu farkındalık ile bizim aramızdaki en büyük engel gene bu zihnin kendisidir. Zihin kendi haliyle disiplinsiz ve asidir. Onu disipline etmeye ya da belirli bir yola yönlendirmeye yönelik her türlü girişime direnç gösterir. Zihnin, kendine ait bir aklı vardır. Bu nedenle pek çok insan meditasyon için oturur; ancak sadece fanteziler, düşler ve halüsinasyonlar görür. Derin meditasyonun, gerçekten ayırt edici özelliği olan dinginliğe asla erişemezler.
Bize dış dünyada nasıl davranacağımız ve nasıl hareket edeceğimiz öğretilir, ancak bize hiçbir zaman nasıl hareketsiz kalacağımız ve içimizde olup biteni nasıl inceleyeceğimiz öğretilmez. Bunu meditasyon yoluyla öğrendiğimizde, bir insanın yaşayabileceği tüm sevinçlerin en yoğun haline ulaşırız. Dünyadaki tüm sevinçler anlıktır, ancak meditasyon sevinci muazzam ve ebedidir. Bu bir abartı değildir. Hem dünyadan vazgeçip hakikate ulaşan hem de dünyada yaşamaya devam edip ondan etkilenmeyen bilgeler tarafından desteklenmiş bir hakikattir.
Meditasyon kendini sakinleştirmenin, önyargıları bırakmanın ve ne olduğunu açık ve net bir şekilde görmenin pratik bir yoludur. Dikkatin dağılmaması ve onun sonsuz çalkantısına kapılmamak için zihni eğitmenin bir yöntemidir. Meditasyon size, kendi içsel boyutlarınızı sistematik bir şekilde keşfetmeyi öğretir. Bir emir değil, bir bağlılık (taahhüt) sistemidir. Kendinize, yolunuza, kendinizi bilme amacınıza taahhütte bulunursunuz. Ancak aynı zamanda sakin kalmayı öğrenirken, bunun bir tören ya da dini bir ritüel haline gelmemesi gerektiğini, esasında insan vücudunun evrensel bir gereksinimi olduğunu bilirsiniz.
Dinginlik Nasıl Sağlanır?
Nasıl dingin olunacağını öğrenmek meditasyon yöntemidir. Dinginliğe ulaşma süreci ilk olarak beden ile başlar. Yoga geleneğinde, bir yoga eğitmeni meditatif bir duruşta (asana) otururken başınızı, boynunuzu ve omurganızı dik tutmanız için sizi yönlendirir. Bu duruşta rahat olmayı öğrendikten sonra, her gün aynı saatte, aynı yerde ve aynı duruşta pratik yapmayı düzenli bir alışkanlık haline getirmelisiniz.
Rahatsız edilmeyeceğiniz, sessiz ve sade bir yer bulun. Sırtınız dik ve gözleriniz kapalı olacak şekilde, altınıza bir minder alarak yere ya da sert bir sandalyeye oturun. Ardından farkındalığınızı yavaşça vücudunuza getirin. Baş, boyun ve sırtınızı destekleyen kaslarınız dışındaki tüm kaslarınızın gevşemesine izin verin. Acele etmeyin ve vücudunuzdaki tüm gerginliğin akıp gitmesinin tadını çıkarın. Meditasyon “bırakmanın” (letting go) bilimi ve sanatıdır. Ve bu “bırakma” hali bedenle başlar, düşüncelere doğru devam eder.
Bedeniniz rahatlayıp huzurla dolduğunda, farkındalığınızı nefesinize getirin. Nefes alırken ciğerlerinizin hangi bölümlerinin çalıştığını fark edin. Nefesinizi göğsünüze doğru alıyorsanız, rahatlayamazsınız. Öncelikle aldığınız nefesin, diyafram yolunu takip ederek girip çıkmasına izin verin. Kontrol etmeye çalışmadan nefesinizi gözlemlemeye devam edin. Başlarda nefesiniz düzensiz olabilir, ancak yavaş yavaş duraklamalar ya da kesilmeler olmadan; düzenli ve eşit hale gelecektir.
Meditasyon seçtiğiniz nesneye tüm dikkatinizi verme sürecidir. Böyle bir durumda, nefesinizin farkında olmayı seçiyorsunuz. Kabulleniş ve açıklık içinde nefesinizi deneyimlemenize izin verin. Yargılamayın, kontrol etmeye ya da değiştirmeye çalışmayın. Kendinizi öyle bir açın ki sonunda nefesinizle sizin aranızda hiçbir fark kalmasın. Bu süreçte zihninize birçok düşünce gelebilir: “Doğru şekilde yapıyor muyum? Bu ne zaman bitecek? Pencereyi kapatsam daha iyi olurdu. Önemli bir telefon görüşmesini yapmayı unuttum. Boynum ağrıdı.” Yüzlerce düşünce zihninize uçuşabilir. Her bir düşünce başka bir tepki doğuracaktır; bir yargı, bir eylem, düşüncenin peşine takılıp daha da ileriye götürmeye yönelik bir ilgi, düşünceden kurtulma çabası vb.
Böyle zamanlarda düşüncelere tepki vermek yerine sadece bu sürecin farkında olursanız, zihninizin ne kadar huzursuz olduğunu göreceksiniz. Uykusuz bir gecede yatakta dönüp durduğunuz gibi zihin de bir yandan diğer yana savrulur. Ancak bu sadece siz, kendinizi zihinle özdeşleştirdiğinizde ve gelen her düşünceye tepki verdiğiniz zaman bir sorun olur. Tepki verirseniz bitmek bilmeyen bir huzursuz aktivite kasırgasına yakalanırsınız. Ama bu düşünceler kendini gösterdiğinde, tepki vermeden sadece onları izlerseniz, işte o zaman sizi rahatsız edemezler. Unutmayın, sizi rahatsız eden şey düşünceler değil, onlara verdiğiniz tepkilerdir.
Dikkat Etmek
Meditasyon çok basittir. Nefesinize dikkat ederek başlayabilirsiniz. Aklınıza bir düşünce gelirse ona dikkat edin, onu fark edin ve açık olun; geçip gittiğini göreceksiniz. Ardından tekrar nefesinize dönebilirsiniz. Normalde tavrınız, tüm düşüncelerinize bir tepki vermektir. Bu durum sizi sürekli olarak bir kafa karışıklığı halinde meşgul eder. Meditasyon, olup bitene tepki vermeden onlara dikkat etmeyi öğretir. İşte her şeyi farklılaştıran da bu haldir. Bu hal sizi zihinden ve onun girdabından kurtarır, özgürleştirir. Ve bu özgürlükte, zihinsel karmaşalarından saflaşmış olarak, esasında kim olduğunuzu deneyimlemeye başlarsınız. İçsel neşeyi, rahatlamayı ve ferahlığı deneyimlersiniz. Hayatın kargaşasına bir mola verip, kendinize içsel bir yolculuk hediye edersiniz.
Bu içsel yolculuk, dünyadan kaçıp inzivaya çekilmek değil; iç huzuru bulmanın temelidir. Odaklanmanın prensiplerini gündelik hayat işlerinize nasıl uygulayacağınızı da öğrenmelisiniz. Böylece kendinizi de dünyada daha etkin bir şekilde var edebilirsiniz. Meditasyon pratiği sayesinde günlük yaşamınızda, karşınıza gelenlere açık olmayı ve tüm odağınızı verebilmeyi öğrenebilirsiniz.
Genelde deneyimlerinize de düşüncelerinize yaptığınız gibi “tepki” vermeyi seçersiniz. Biri size olumsuz bir şey söylerse sinirlenir ya da üzülürsünüz. Bir şeyinizi kaybederseniz moraliniz bozulur. Ruh haliniz karşınıza çıkan şeylere bağlıdır ve sonuç olarak, ani inişleri ve çıkışları olan bir roller coaster yolculuğu gibidir. Aslında tepki verdiğiniz şeyi tam olarak deneyimlemeden önce tepkinizi verirsiniz. Gördüklerinizi ve duyduklarınızı, anında beklentilerinize, korkularınıza, önyargılarınıza veya dirençlerinize göre yorumlayıverirsiniz. Deneyimi hızlıca atlarsınız. Bir durumda açık ve yaratıcı bir eylemde bulunmak yerine kendinizi bir ya da iki koşullu tepkiyle sınırlandırırsınız.
Ancak meditasyonun ilkelerini karşınıza çıkan deneyimlerinize uygularsanız olup bitenlere yüzde yüzünüzle katılır ve deneyimlersiniz. İlk tepkinizi, henüz tepkinize tepki göstermeden dikkat edebilirsiniz: “Şu an ne kadar da tehdit altında hissediyorum!” Tepkinizi deneyimlemeye açık olun. İlk ve ani tepkiniz, ona dikkat ettiğinizde gelip geçecek ve ardından diğer spontan tepkilerinizin açığa çıkmasına izin vermiş olacaksınız. Böylece deneyimlerinize en uygun ve yaratıcı tepkiyi içlerinden seçebilir olacaksınız.
Bu haliyle meditasyon oldukça terapötik bir etkiye sahiptir. Sadece içsel dengeyi oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda komplekslerinizi, olgunlaşmamışlıklarınızı, faydasız tepkilerinizi ve alışkanlıklarınızı da ortaya çıkartır. Bu kompleksler ve alışkanlıklar içinde yaşayıp onları eyleme dönüştürüp durmak yerine onları farkındalığınıza getirip tüm dikkatinizi, odağınızı anın içinde onlara verebilirsiniz. İşte o zaman özgürleşip arınabilirsiniz.
İlerlemenin İşaretleri
Sabırlı olun ve pratiklerinizi sistematik bir şekilde uygulayın. Her etkinin bir tepkisi mutlaka vardır. Meditasyon yapıp fayda görmemek mümkün değildir. Bu faydaları şimdi fark etmeyebilirsiniz. Ancak daha sonrasında size yardımcı olacak bu samskaraları (izlenimleri) yavaş yavaş ve kademeli olarak zihniniz kaydediyor. Bugün bir tohum ektiğinde meyvesini yarın alamazsınız, ama bir gün mutlaka alacaksınız. Sonuçları görmek zaman alır, o yüzden kendinize karşı nazik olun.
Meditasyon, varlığınızın tüm seviyelerini adım adım kavramaktır. Kendinize dürüst olun. Başkalarının, kendi deneyimleriyle ilgili söylediklerine aldırmayın, zihninizi sadece kendi hedefinize odaklayın. Meditasyon yapmanıza izin vermeyen tek şey kendi zihninizdir. Zihninle çalışmak için sabırlı olmalısınız. Kendinizle aşama aşama çalışmak zorundasınız.
Başlarda fiziksek olarak gevşeme ve duygusal olarak sakinleşme açısından ilerlemeleri görebilirsiniz. Sonrasında daha suptil değişiklikleri fark edersiniz. Meditasyonun en önemli faydalarından bazıları kendisini zaman içinde ve yavaş yavaş gösterir, ani değişiklikler ya da kolay gözlemlenebilir farklılıklar olmaz. Pratiklerinizi ısrarla sürdürün, meditasyonun sizi kemiren endişelerden kurtulmanın bir yolu olduğunu göreceksiniz. İşte o zaman, şimdi ve burada tam olarak mevcut olmanın coşkusunu yaşamakta özgürsünüz.
Yazan : Swami Rama
Çeviren: Şükran Karaduman
Kaynak : https://himalayaninstitute.org/online/the-real-meaning-of-meditation/